Türkiye’de elektrikli otomobillere yönelik ilgi her geçen yıl artıyor. Birkaç yıl öncesine kadar “menzil kaygısı” ve “şarj süresi” gibi endişeler öne çıkarken, artık yerli üretim ve çevreci yaklaşımlar bu algıyı değiştiriyor.

Sektör verilerine göre 2025 yılı itibarıyla Türkiye’de satılan her 10 yeni otomobilden 3’ü elektrikli veya hibrit hale geldi. Bu artışta en önemli faktörlerden biri ise yerli marka TOGG’un piyasaya çıkışı oldu. Yerli üretim, hem güven duygusunu artırdı hem de elektrikli araçların yaygınlaşmasını hızlandırdı.

Şarj altyapısı büyüyor ama eksikler sürüyor
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) verilerine göre Türkiye genelinde 12 binden fazla şarj noktası bulunuyor. Ancak bu istasyonların büyük bölümü İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya gibi büyük şehirlerde yoğunlaşmış durumda. Anadolu’da altyapı eksikliği sürerken, sürücülerin “uzun yolda menzil kaygısı” yaşamaya devam ettiği belirtiliyor.

Fiyatlar hâlâ yüksek ama ilgiyi durduramıyor
Elektrikli otomobillerin satış fiyatı hâlâ içten yanmalı motorlara göre yüzde 15 ila 30 arasında daha yüksek. Buna karşın, yakıt maliyetlerinin düşük olması ve vergi avantajları kullanıcıların tercihini etkiliyor. Devletin sunduğu yerli üretim teşvikleri ve ÖTV indirimleri de talebi destekliyor.

Yeni statü sembolü: Elektrikli araçlar
Elektrikli otomobiller artık sadece ekonomik bir tercih değil, aynı zamanda çevreci ve prestijli bir yaşam tarzının göstergesi olarak görülüyor. Özellikle genç sürücüler arasında bu araçlara yönelik ilgi hızla artıyor.

Uzmanlar, önümüzdeki dönemde Türkiye’de elektrikli otomobil satışlarının daha da yükseleceğini, ancak sürecin hızlanması için fiyatların düşmesi, şarj altyapısının genişlemesi ve ikinci el piyasasının güçlenmesi gerektiğini vurguluyor.